TÜRKLERİN KAYIP 1000 YILI


Dini, devlet yönetiminde kullanmaya kalkarsanız, bir koltukta iki karpuz taşımaya benzer. Birinden birini mutlaka kaybedersiniz.
900'lü yılların sonlarına doğru kurulan Büyük Selçuklu Devletinden başlayarak, daha sonra devamı olan Anadolu Selçuklu Devletinde, Resmi dil farsça eğitim dili arapça idi...
Kurduğu devletlerin yönetiminde başka dil, devletin eğitim okullarında başka dil kullanan millet tarihte, Tükler'den başka yok.
Bir soru ile devam edelim:
Soru  şu: Devlet yönetiminde başka, eğitimde başka dil kullanan devletlere ''Büyük Devlet'' denir mi? Osmanlı da, durum farklı değildi, Eğitim dili arapça, sarayda devlet işlerinde kullanmak için ''Osmanlıca'' adı altında bir yazışma dili icat etmişler ki, onu da konuşan yok.
Kendi milletine bu kadar uzak duran ve hatta ihanet eden başka imparatorluklar yok galiba?
       Tarih bilim dalı olarak sadece tarihçilerin ilgilenmesi gereken konu olmaktan çıkarılarak, herkesin kendi milletinin tarihini, ailesinin soy ağacını öğrenir gibi öğrenmesi gerekir. Toplum bilim ve siyasetin temelini tarih oluşturmalıdır.
       Siyasette ve toplum bilimde kullandığımız bazı kavramlar için neden, ne zaman, kimin için veya nerede gibi soruları sorduğumuzda cevap bulamıyorsak, tarihi iyi bilmemizin ne kadar gerekli olduğunu anlarız.
         Bu kitap, tarih kitaplarından farklı şekilde yazılmaktadır. Dolayısıyla alışageldiğimiz tarih kitaplarına gibi değildir.
        Burada anlatmak istediğim Büyük Selçuklu Devleti'nde daha sonra kurulacak olan Anadolu Selçukluları'nda  ve Osmanlılar'ında anayasası kabul edilen ve bağlı kalınılan Nizamülmülk'ün siyasetnamesi ile Türklerin nasıl hak kaybına uğradığını, nasıl mağdur edildiğini ve horlandığını anlatmaya çalışacağım.
              Bu kitaba nasıl nereden, hangi konudan başlamam konusunda kafamda epeyce soru işaretleri vardı. Kitabın adını ‘’Nizamülmülkten –Atatürk’e Türklerin kayıp 1000 yılı’’ olarak belirlemiştim ama kitabın içeriğine sadece bu 1000 yılı alarak konuyu tam anlatamayacağım kanaatine vardım. Türklerin 950- 1000’li yıllardan önceki durumlarını ve özellikle 1. Göktürk, 2. Göktürk ve Vezir Tonyukuk’u anlatmadan Nizamülmülk’den başlamak Türklerin tarihine saygısızlık olacağı gibi, geçmişini iyi bilmediğimiz Türkleri de eksik anlatmaya sebep olacaktı.
           Bu kitap kafamızdaki bulanık, flu ya da karışık tarihe ışık tutmak, kimin gerçekte kim ve nasıl olduğunu belirtmek amacıyla da yazılmaktadır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

OSMANLIDA ŞERİAT VE FATİH SULTAN MEHMET'İN ''ATAM -DEDEM YASALARI''

KAPADOKYA'DA ÜÇ GÜZELLERİN GERÇEK HİKAYESİ

KİBELE KİM? ANA TANRIÇA KİBELE'NİN GERÇEK KİMLİĞİ NEDİR ?